DEPRESYON-YAS-MUTSUZLUK ARASINDAKİ FARKLAR
Sevilen birinin ölümü, işini kaybetmesi veya bir ilişkinin sona ermesi, bir kişi için katlanılması zor deneyimlerdir. Bu tür durumlara tepki olarak üzüntü veya keder duygularının gelişmesi normaldir. Kayıp yaşayanlar genellikle kendilerini “depresif” olarak tanımlayabilirler. Ancak üzgün olmak depresyona sahip olmakla aynı şey değildir. Yas tutma süreci doğaldır ve her bireye özgüdür ve depresyonun aynı özelliklerinden bazılarını paylaşır. Hem keder hem de depresyon, yoğun üzüntü ve olağan aktivitelerden çekilmeyi içerebilir. Ayrıca önemli yönlerden farklıdırlar:

Kederde, acı veren duygular dalgalar halinde gelir ve genellikle ölen kişinin olumlu anılarıyla karışır. Majör depresyonda, iki haftanın çoğunda duygudurum ve/veya ilgi (zevk) azalır. Kederde, benlik saygısı genellikle korunur. Majör depresyonda değersizlik ve kendinden nefret etme duyguları yaygındır. Kederde, ölen sevilen kişiye “katılmayı” düşünürken veya hayal kurarken ölüm düşünceleri ortaya çıkabilir. Majör depresyonda düşünceler, kişinin kendini değersiz hissetmesi ya da yaşamayı hak etmemesi ya da depresyonun acısıyla baş edememesi nedeniyle yaşamını sona erdirmeye odaklanır.
Keder ve depresyon bir arada olabilir Bazı insanlar için sevilen birinin ölümü, işini kaybetmek veya fiziksel bir saldırının veya büyük bir felaketin kurbanı olmak depresyona yol açabilir. Keder ve depresyon birlikte ortaya çıktığında, keder daha şiddetlidir ve depresyonsuz kederden daha uzun sürer. Keder ve depresyon arasında ayrım yapmak önemlidir ve insanlara ihtiyaç duydukları yardım, destek veya tedaviyi almalarında yardımcı olabilir.
KAYNAKÇA:
https://psychiatry.org/patients-families/depression/what-is-depression